Ana Sayfa Genel, Gündem, Tarım 26 Ocak 2025 163 Görüntüleme

”TARIM İLAÇLARI TOPRAĞI, EKOLOJİK SİSTEMİ VE İNSAN SAĞLIĞINI TEHDİT EDİYOR.” AHMET AKBAY YAZDI!

Pestisitsiz tarım mümkün mü? Elbette mümkün, yeter ki tohum toprakla buluşurken zehire bulanmasın. Türkiye’de yüzyıllar evvel insanlar toprağa zehir bulaştırmadan tarım yaptılar, kendimizi doyurmak için pestisitlere mahkum değiliz.

Doğa dostu, zehirsiz tarım yöntemleri ile verimli üretim yapmak varken nedense ilaç denilerek toprak zehirle yoğruluyor. Eğer zehirsiz tarım teşvik edilirse hepimizi bu topraklar doyurabilir. Aç insanımız kalmaz. Geçmiş yıllarda toprağı bugünkü gibi makina olmadığından dolayı işlemek zordu. Kara saban, demir pulluk derken traktör  ve  makina  teknolojinin tarımda kullanılması ile daha  büyük alanlarda çiftçilik yapılabilinir  toprak işlenir hale gelindi.

Dünyadaki pestisit ticaretinin 2018’de 6 milyon tona ve 38 milyar dolar değerine ulaştığı tahmin edilirken, pestisitle artan gıda üretimi zaman zaman insana, diğer canlılara ve ekolojik sisteme zararları sağlık açısından sorgulansa da tamamen zehirsiz tarım ürünü üretmek üzere büyük bir çalışma yok. Fakat insanlar doğal ürünleri tercih ediyorken bazen doğal dedikleri gıda ürünlerinde tağşiş çıkabiliyor.

EKOLOJİK DENGE BOZULMADAN TARIM YAPILABİLİNİR.

Doğada var olan kuşların yokluğu ile ağaç tohumlarının yayılması azalır ve ağaç türlerinde azalma görebiliriz. Kuşburnu, ahlat, alıç, ardıç, meşe, ceviz, badem  vs gibi birçok tohum kuş türlerince doğaya yayılıyor. Dağların doruk noktalarında gördüğümüz  bir badem ve ardıç ağacı kuşların  taşıdığı tohumlar sayesinde o noktada yetişiyor.

Kuşların çoğunun besin kaynağı böceklerdir. Kuşlarında böceklerinde yokluğu aynı manaya geliyor. Zehir kuşlar ve eklem bacaklılar olmak üzere birçok canlıyı risk altına almaktadır. Zehrin etki ettiği böcekler  yokluğunda  biyo çeşitliliği ve tozlaşmayı sağlarken bunu yapamaz hale gelir. Bu nedenle olması gereken biyoçeşitlilik durma noktasına gelir. Pestisit sonucu ülkemizde birçok kuş türünde azalma gözlenmektedir. Bu azalmanın farkında olan Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlükleri zaman zaman keklik türlerini doğaya salarak ekolojik sistemi korumaya çalışıyor.

İLAÇ MI ? ZEHİR Mİ ?

Tarımda kullanılan zehir zaman zaman ilaç denilerek masumlaştırılıyor. Her ne kadar ilaç denilse de bazı tarım ilaçlarının doğadaki dengeyi bozduğu biliniyor. Önceki yıllarda toprakta bulunan solucanlar ve küçük tarla kertenkelelerine doğada nadiren rastlanır oldu. Küçük kelerlerin kara sinekleri avladığını göremez olduk. Tarımda zehir toprak yapısını bozuyor, ekolojik sistemi tehdit ediyor. İnsan sağlığına etkileri sürekli tartışılıyor fakat bu sırada sağlığı her yaşta tehdit etmeye devam ediyor.
Çiftçilik, fazla ürün elde etmek yerine sağlıklı ürün yetiştirmek olmalı. Yoksa zehirli gıdayı sofralara koyarsak insan sağlığı ile oynamış olmaz mıyız? Temiz gıda gün geçtikçe ulaşılması da ulaştırılması da zor bir hale geldi. Artık zor olmamalı, önemli olanın pestisit kalıntısı olmayan gıdayı sofralara ulaştırmak olması lazım.

Çiftçimiz tarım zehirleri konusunda bilgilendikçe tarım zehirlerinden uzaklaşacaktır. Bizde toprakla uğraşan bir çiftçi olarak tarım ilaçları konusunda topluma örnek olabilecek bir üretime geçtik ve bunu sizlerle paylaşmak istiyoruz. Videoda da bahsettiğimiz gibi zehirsiz buğday üretimini gerçekleştirdik. Artık buğday tohumunu zehire bulamıyoruz. Ayrıca herhangi bir verim kaybı olmadığını da deneyimledik.

Çin devleti 19. y.y’ın ikinci yarısında ileriye doğru sıçrama politikaları çerçevesinde, tarımsal üretimin verimini düşüren dört zararlı canlıya karşı savaş ilan ettiğini biliyoruz. Bunlar üretimi zayıflatanlar  olarak görülen fareler, sivrisinekler, sinekler ve serçelerdir. Bilhassa da serçelerin yok edilmeleri gerekmektedir denilir. Bunun ardından mücadeleye geçirilir ve serçelerin doğada yok etmek üzere çoluk çocuk bütün köylüler tarlalara konuşlanıp tencere, tava, davul çalarak serçelerin yere konmasını engellerler. Korkudan uzun süre havada kalan serçeler açlıktan ve yorgunluktan bitap düşüp ölmeye başlar. Nihayetinde müthiş bir başarı sağlanır ve milyarlarca fare, kuş ve serçelerin neredeyse kökü kurutulur.
Fakat bu görkemli başarının yakın zamanda inanılmaz bir hüsrana neden olacağı öngörülememiştir. Zira serçeler sadece ürünleri değil ürünlere musallat olan börtü böceği de yiyordur. Serçeler yok olunca bunlar çoğalır ve ürünleri talan etmeye başlar. Ardından da çekirge istilası gelince 1958-1962 yılları arasında Çin’de tarihin en büyük kıtlıklarından biri yaşanır. Tabiatın hassas ekolojik dengesiyle oynayıp zincirin halkasını bozmanın sonucu oluşan kıtlığın Çin halkına faturası ağır olur. 30 milyondan fazla kişinin trajik bir biçimde ölümü ile sonuçlanır. Ekolojik sistemin bozulmasına mani olunmaz, bugünden itibaren gerekli önlemler alınmazsa her ülkenin böyle felaketlere maruz kalması kaçınılmaz olacaktır.

Biz  zehirsiz ,ilaçsız tarım sistemini benimseyerek 3 yıldır buğday tohumunu zehire bulamıyor ve zehirsiz olarak toprağa serpiyoruz. Bizim buğdayımızda çimlenme ve yeşil başak tanelenme sürecinde herhangi bir hastalığa rast gelmeyişimiz zehirsiz tarım yapılabileceğinin bir göstergesi oldu.
Üç yıldır toprağa ektiğimiz buğdayda zehir yok. Böylece toprağı zehirden koruduk, yetiştirdiğimiz buğday soframıza ilaç kalıntısı olmadan gelmektedir. Her yıl biraz daha  farklı arazilerde ekim alanını çoğaltarak tamamen zehirsiz buyday yetiştirmeye kararlıyız

İnsan sağlığına zararlı ilaçlar ülkemizde maalesef bir başı boşluk içinde kullanılmaktadır. Küçük bir korunma tedbiri alınmadığında solunum yoluyla zehirlenme etkisi solunum yetmezliği ve can kaybıyla sonuçlanabiliyor. Korunma tedbirleri tam olmadığında can kayıpları olduğu biliniyor.

TARIM İLAÇLARI NEBATATIN  KÖK DAL VEYAPRAKLARINDAN EMİLEREK BİTKİLERİN BÜNYESİNDE KALICI OLABİLİYOR

 

Pestisitler insan vücuduna yiyecek içeceklerle, soluma veya el teması yani cilt yoluyla da girebiliyor. Geçen yıllarda Bakanlığın 16 pestisit etken maddesini yasaklama kararı elbette olumlu bir adımdı. Toplum ve çevre sağlığına yönelik tehditleri bilinen, gıda güvenliği ve dış ticaret itibarını zedeleyen bir zehirin kullanımının yasaklanması doğru bir karar. Son günlerde yurtdışına ihraç edilen gıda ürünleri gönderilen ülkelerden geri geliyor. Bu durum medyada sıkça yer alıyor. Yıllarca çiftçilerimiz bağ bahçede gördükleri olumsuzlukları bir tarım ilacı satıcısına giderek aldığı zehiri ölçülü ölçüsüz kullandı. Yurt dışından dönen ihraç ürünleri bunun bir göstergesi olarak kayıtlara geçti. Çiftçinin, tarım işçilerinin, halkın, yaban hayatının, toprağın, suyun sağlığın hiçe sayılması karşısında tarım ilaç şirketlerin sorumluluğu olduğu kadar bu ilaçları satanlarında sorumlu olması gerekirken, tarım ilacı satılan alanlardan kimse sorumlu olmuyor. Şu an tarım ilacı satan bir marketin hangi çiftçiye, hangi köye, mahalleye ne kadar sattığını da ürünlere ne kadar attığı da bilinmiyor. Oysa tarım ilaçları bir reçeteye tabii olmalı. İsteyenin istediği kadar tarım ilacı kullanması veya alması bu kolay olmamalı. Ya da tıbbi ilaçlar gibi reçeteli olmalı ki ziraat mühendisi onayı ile ilacı alabilmeli. Ya da kullanacağı alanda ziraat odasından bir belge alarak kullanımı kontrol altına alınmalı. İstediğiniz kadar verim elde edin pestisitlerin neden olduğu sağlık ve çevresel etkileri karşısında bu verimin bir anlamı yok. Yasaklanan pestisitler arasında, Aralık 2019’da, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın üniversitelerden görüş istediği, 41 etken maddeden 14’ü de var. Oysa söz konusu 41 etken maddenin tümü benzer zararlı etkileri (kanser yapıcı, hormonal ve üreme sistemine zarar veren, arıları ve su canlılarını öldüren vs.) gösteriyor.

Bugün dünyada yaklaşık bin, Türkiye’de ise 340 kadar pestisit etken maddesi kullanılıyorsa DSÖ’ye göre, Türkiye’de kullanılan ‘son derece tehlikeli’, ‘yüksek seviyede tehlikeli’ ve ‘muhtemel kanserojen’ olduğu belirtilen 13 tarım zehrinden sadece dördü, bakanlığın son genelgesi ile yasaklanma sürecine girmiş durumda.”

Bugün dünyada  Türkiye’de pestisit etken maddesinin zararları konusunda halkı bilgilendiren kuruluşlar olsa da sayıları az tarım ürünleri sanayi ürünü değildir. Beslenme ürünü olduğu kabul etmemiz gerekir sağlıklı beslenmemiz için doğayı korumalıyız.

OT ZEHİRİ İLE TOPRAK ZEHİRLENİYOR!

Bugünlerde çiftçilerimizin tarla, bağ bahçelerinde Glifosat, belirli otları ve çimleri öldürebilen yaygın olarak kullanılan bir herbisiti kullandığını duyuyoruz. Glifosat nedir diye araştırdığımızda bitki büyümesi için gerekli olan bir enzimi bloke ederek çalıştığı bilgisine ulaştık. Ürün özellikle tarımda kullanılır, ancak ormancılıkta çim ve bahçe bakımında da kullanılıyor. Toprakta otların yok olması için kullanılsa da topraktaki etkilerinin uzun süreli olduğu da biliniyor. Toprağı sürmek ve çabalamaktan neden vazgeçiyoruz? Yeşil otların toprağa karışması ile yeşil gübre ve azot zenginliği kazandırdığını biliyoruz.

Herbisitlerin kullanımı sadece dünyada değil Türkiye’de de artıyor. Tarım ve Orman Bakanlığının verilerine göre Türkiye’de 2019 yılında 12 milyon 644 bin ton, 2020 yılında 13 milyon 250 bin ton ve 2021 yılında 13 milyon 319 bin 891 ton herbisit kullanıldı.
Türkiye’de 2021 yılında en çok herbisit 1 milyon 84 bin 533 kg-lt ile Konya’da kullanılırken, bu ili 884 bin 835 kg-lt ile Edirne ve 808 bin 094 kg-lt ile Aydın takip etti.
Dünyada 1970’lerden bugüne kadar en yaygın kullanılan herbisitlerin başında glifosat geliyor. Giligosat, kimyasal bir madde tarımda istenmeyen otları yok etmek için kullanılmaktadır. Çoğu tarımla uğraşanlar çapalama ile otları yok etme yerine gilifosat kullanarak otları yok etmeyi yeğliyor ama yeraltı ve yerüstü bu kalıntılarla gelecek nesillere temiz kalmayabilir.

Yorulan toprağı tekrar otları toprağa karıştırarakta güçlendirdirebiliriz. Her bitki yabancı ot tabiri edilen bitki bünyesinde bulundurduğu mineralleri tekrar toprağa geri verdiğinide   bilinip değerlendirilmeli.

HAYVANLARDA CANLI, ONLARINDA BESLENMESİ ÖNEMLİ.

Toprak, ot ve diğer bitkilerle kendi kendini zenginleştirebilir. Çim bünyesinde yağ, karbonhidrat, protein, mineraller ve vitaminleri barındırır. Bu besinlerin hayvanın vücuduna girmesi ile sindirim sistemi iyi çalışır. Doğal otlarla çimlerle beslenen hayvanların süt ve et besin değeri daha yüksek olur.  Açık arazide otlatılan hayvanlar içinde doğayı korumalıyız.
Birde doğada yaylıma salınan hayvanların et ve süt kalitesine fayda verecek olması düşünüldüğünde tarımla uğraşanların otların toprağa ve canlılara neler kattığı iyi değerlendirmeli. Ekolojik sistemin sürdürülebilir olması için doğayı toprağı zehirden korumalı, otları dahi zehirlerden arındırmalı, zehirlerden toprağı korumalıyız.

Tarım ilaçları sadece toprağa mı zarar veriyor? Su kaynaklarına ulaşan pestisitler  su kaynakları içinde sorun teşkil ediyor .Diğer kalıntılar içinde  belki su zengini olmayan ülkemizde bu konu iyi anlaşılır iyi anlatılırsa gelecek nesillere içilebilir temiz su bırakabiliriz.

Uzmanlardan edindiğimiz bilgiye göre 1 gramlık bir tarım ilacını sudan arındırmak temizlemek için 10 milyon litre suyu seyreltmek gerekiyor. Su kaynaklarını korumak için gereken önemi gösteriyor muyuz? Buna evet demek çok zor. Doğada boş atılmış zehir kutularını görebiliriz. Bu ilaçları kullananların atık maddeleri köylerde muhtarlıklara bir kap konularak bu toplama alanında toplanmalı. Toplanan atık maddelerin imhasını uzman kişilerce sağlamalıyız. Gelişi güzel doğaya atılmamalı, var olan su kaynaklarını iyi  korumalı.

 

 

İkinci dünya savaşı sonrası başlayan tarımda verim artışı olacak denilerek Yeşil Devrim adıyla Dünyaya servis edilen tarım zehiri kullanımı her geçen yıl katlanarak arttı.

T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda Kontrol Genel Müdürlüğünün resmi sayfasında yayınlanan resmi tarımsal  ilaç istatistiklerinde de yıllar içindeki artışları görebiliriz.

 

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Hazır Site by Uzman Tescil