Denizli’nin Baklan ilçesine bağlı Boğaziçi Mahallesindeki tarihi camide bulunan musalla taşı günümüze kadar ulaşmış tarihi belge niteliğindedir. Boğaziçi Mahallesinde araştırmalar yapan Çalkebir Kültür ve Dayanışma Derneği, bölgenin tarihi ve kültürü hakkındaki önemli bilgilere geçen aylarda ulaşıp gün yüzüne çıkartmıştı.
Tarihi bilgiler Boğaziçi Mahallesinin bölgedeki ilk yerleşim yeri olduğunu bizlere gösteriyor. İskit dilinde Türkçe yüksek yer manasında olan Çal kelimesi köye adını vermektedir. Köy halkının ilk yerleşim yerinin geniş bir coğrafi alanı kapladığı bilinmektedir. Yerleşim alanının Karacadağ eteklerine kadar uzandığı bilinmektedir. Çalkebir höyüğünün tarihi tunç çağı ile ilişkilendirilmektedir. Fakat bugüne kadar herhangi bir arkeolojik araştırma yapılmamıştır. Bu nedenle gün yüzüne çıkarılmamış birçok gizli hazineyi bünyesinde barındırmaktadır.
Çalkebir höyüğü Frigya vadisi uzantısında yer almaktadır. Bu nedenle o döneme ait keramik kalıntıları bu bölgede görmek mümkündür. Ayrıca erken Bizans dönemi yerleşim yeri bölgenin sınırları içinde bulunmaktadır. Tarihi yapının varlığı bilinse de herhangi bir resmi arkeolojik kazı çalışması yapılmamış olması tarihi yapıyı definecilerin açık hedefi haline getirmiştir.
Çalkebir Derneği Başkanı konuyla ilgili görüşlerini bizlerle paylaştı.
Akbay, yapılan çalışmaların hızlandırılmasını arkeolojik araştırmalarında bir an önce başlamasını beklediklerini belirtti. Bölge turizme kazandırılsın, tarihi yapıların varlığı gün yüzüne çıksın. Köyümüz bağcılık alanında önemli bir yere sahip. Ayrıca köyümüzün Selçuklu mimarisi Hanaylı toprak damlı evleri bölgenin önemli bir değeri. Sadece bu saydıklarımla bile köyümüzün turizm köyü ilan edilmesi gerekir. Köyün Kültür ve Tabiat Kurulunca tescilli binaları restorasyon olmayı bekliyor. Köyümüzdeki kitabesinde 1901 tarihinde inşa edildiği anlaşılan ahşap evin, Selçuklu mimarisi Türkmen yapılarına güzel bir örnek oluşturmaktadır dedi.
Çalkebir Kültür ve Dayanışma Derneği başkanı bu yıl bitmeden ilk misafirleri tarihi köyde ağırlamak istediklerini belirtti. Önümüzdeki günlerde iç turizm açısından gezilip görülecek yerler arasında Çalkebir tarihi Türkmen camisinin de bulunacağını söyledi. Denizli Baklan Boğaziçi mahallesi kültür turizmi açısında önemli olduğu kadar doğa turizmi açısından da önemlidir dedi. Köyde bulunan ardıç anıt ağaçı, temiz havası, yaz aylarındaki eşsiz serinliği ile doğa turizmine de açık konumdadır. Başkan sözlerini, biz Boğaziçi’nin turizm köyü olması yolunda çalışmalarımıza devem edeceğiz diyerek sonlandırdı.
TARİHİ MUSALLA TAŞINDA ANADOLU KAHRAMANI SARPEDON İSMİ YAZIYOR.
Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Eski Çağ ve Tarihi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yusuf Kılıç’ın yazıları tercüme etmesinin ardından eskiden musalla taşının bulunduğu bölgenin kilise olduğu ve tarihinin 5 ,6 bin yıl öncesine dayandığı ortaya çıktı. Tarihi kalıntının yazılara göre Kaeto halkı tarafından yapıldığı ve taşta eski Anadolu kahramanlarından Sarpedon’un, tarihte varlığı ile ilgili bir bilgiye rastlanmayan bir başka kişinin ve İskenderiyeli Psikopos Athanasios’un isminin yazılı olduğu belirlendi.
Kilise alınlığı olarak düşündüğümüz bu yapı parçasının üzerinde Grekçe iki satır yazı bulunmaktadır.
Üstteki satırın transkripti ve tercümesi şöyledir:
KAETO DÊMO TOTEMENOO
Şimdi, bu kelimelerin anlamını çözmeye çalışalım.
1. ΚΑΕΤΟ: Bu kelime, “kaeto” (καετο) yer adı olabilir. Dolayısıyla Boğaziçi yerleşiminin eski adıdır.
2. ΔΗΜΟΤΟ: “Dēmo” (δήμο) kelimesi, Yunanca’da “halk” veya “topluluk” anlamına gelir.
3. ΤΟΤΕΜΕΝΟΟ: Bu kısım, “totemeno” (τοτεμενο) olabilir. Bu kelime, “yapılmış” veya “inşa edilmiş” anlamına gelmektedir.
Şu halde, üst satırın tercümesi: “Kaeto halkı tarafından inşa edilmiştir”.
Alt satırda ise,
ΣΑΡΠΕΔΩΝ ΙΑΚΩΝ ΑΘΑΝΑΤΟΣ
“Sarpedon, İkion ve Athanasios” şahıs adları geçmektedir.
Bunların tümü birlikte değerlendirildiğinde,
1. Boğaziçi Cami’nin MS 5. yüzyılda yapılmış bir kilise yapısı üzerine inşa edildiği ortaya çıkmaktadır.
2. Boğaziçi yerleşiminin MS 5 yüzyıldaki adının “Kaeto” olduğu anlaşılmaktadır.
3. Yazıtın alt satırında geçen şahıs adlarından “Athanasios”’un Mısır İskenderiyeli Pisokopos olması ihtimali yüksektir. Bu durum bu kilisenin Hristiyanlığın İskenderiye koluna bağlı olduğuna delil oluşturmaktadır.
4. Yine yazıtın alt satırında geçen “Sarpedon” şahıs adı ise eski bir Anadolulu kahramanın ismidir.