SATILAN MAL GERİ ALINMAZ DENİLEBİLİR
Ticaretin diğer bir adı da alışveriştir. Ticaretle uğraşanlar bir malı hem alırlar, hemde satarlar. Ancak tüketicilerin durumu farklıdır. Bir mağazaya girersiniz ihtiyacınız olan malı alırsınız, eve geldiğinizde pişman olursanız, iade etmeye gittiğinizde, “satılan mal geri alınmaz” ifadesiyle karşılaşabilirsiniz. Ya da bu malı geri alalım ama, yerine ödediğiniz paraya karşılık gelecek başka bir mal verelim derler. Bu defa kendinize ihtiyaç icat etme çabasına girmiş olursunuz. Her iki halde de dökülen su kabını doldurmaz. Bazı tecrübeli tüketiciler de pazarlık yaparken, alınan mal ile birlikte değiştirme kartı alırlar. Bu durumda değiştirirler ama geri iade çok zordur.
Bilindiği gibi Türkiye Rusya’dan 2019 yılında S-400 Hava Savunma Sistemi satın almıştır. O tarihlerde Fetö hain kalkışmasının etkileri sürdüğü için, askeri çevreler söz konusu savunma sisteminin alınması hakkında bir yorum yapamamışlardır. Hatırlanırsa Türkiye ABD’nin peşine takıkarak Suriye bataklığına girmişti. Ancak Suriye hava sahası Rusya tarafından korunuyordu. Suriye’ye bulaşmak demek, Rusya’yı karşına almak demekti. Türkiye ABD’den Rus hava saldırılarına karşı Patriot hava savunma sistemi talep etmiş, fakat olumlu netice alamamıştı.
ABD’nin peşine takılarak izlenen politika tuzaklarla doludur. Türkiye bu çıkmazın içinde kendisini bulmak zorunda kalmıştır. Rusya ile Türkiye’yi karşı karşıya getirmek için ne oyunlar oynandığını hep birlikte gördük. Bilindiği gibi, Suriye Savunma Sisteminin test edilmesinde, bir F-16 uçağımızı kaybettik ve iki pilotumuzu şehit verdik. Daha sonra Rus uçağını hava sahamıza girdiği gerekçesiyle düşürdük. Halbuki Yunanistan bu ihlalleri hemen hemen her gün yapıyordu. Yetmezmiş gibi Rusya’nın Ankara Büyükelçisini hain bir polis suikast sonucu öldürdü. Bunların hepsi savaş sebebi sayılırdı ama sağduyu ve akıl galip geldi, savaşa girilmedi.
Bu arada Türkiye hiç şüphe yok ki, ABD destekli Fetöcü darbe girişimi ile karşılaşmıştır. Rusya’nın bu konuda da psikolojik desteğini esirgemediği görülmüştür. Bütün bunlar göstermiştir ki, Rusya kendi menfaatleri gereği güneyinde Batı Emperyalizminin olmasından ise, Türkiye’nin olmasının daha iyi olacağını düşünmüştür. Bu temel yaklaşımlar sonucu Türkiye Rusya’dan S-400 Hava Savunma sistemini almıştır. Söz konusu silah sisteminin alınması, NATO ittifakı içinde bir çelişki olarak değerlendirilmiştir. Hem NATO üyesi olacaksınız, hem de NATO’nun düşman saydığı Rus hava savunma sistemini alacaksınız, bunu doğru bir strateji olarak değerlendirmek mümkün değildir.
Bu hamleye karşılık ABD, yapımında ortaklığımız bulunan ve parasını ödediğimiz F-35 uçaklarını teslim etmeme kararı almıştır. Zaten S-400 Hava Savunma sisteminin alımı ile, F-35 savaş uçaklarının alımı, teknik yazılım programları açısından diğer bir çelişki olarak karşımıza çıkmıştır. Bu savunma sistemi F-35 savaş uçaklarını dost kuvvet mi, yoksa düşman kuvvet olarak mı tanıyacaktır, bunların hepsi çözülmesi zor olan teknik yazılım sorunlardır.
Rusya bu arada bir hamle daha yaparak Türkiye’ye savaş uçağı satabileceğini açıklamıştır.
Dikkat edilirse, ABD ve Rusya Türkiye üzerinden diplomatik bir mücadele yürütmüşlerdir. Bu durum iyi yönetilebilseydi Türkiye buradan güçlenerek çıkabilirdi. Ancak bu mümkün olmamıştır. Yapılan değerlendirmelerde NATO bağlamında Türkiye’nin olması gerektiği yerde olmadığı anlaşılmıştır. Ayrılmak da kolay değildir. Silahlı kuvvetlerimizin bütün donanımı NATO standartlarına göre yapılandırılmıştır. Esasen ahtapotun kolları arasına sıkışmak tamda budur.
NATO’dan ayrılmak demek ordumuzu sil baştan Rusya ve Çin silahları ile yeniden donatmak anlamına gelmektedir. Milli ve yerli silahlarımızın henüz büyük devletler ile rekabet edecek seviyede olduğunu söylemek zordur. Ordumuzun yeniden silahlanma finansmanını karşılamak şimdiki koşullarda hiç mümkün değildir. Nereden bakılırsa bakılsın çözülmesi zor olan bir sorun ile karşı karşıya olduğumuz anlaşılmaktadır.
Suriye rejimi çöküp, Beşar Esat ülkeyi terk ettikten sonra Ortadoğu da şartlar değişmiştir. Yeniden ABD Başkanı seçilen Donald Trump, Netenyahu eliyle bölgeyi yeniden şekillendirmeye başlamıştır. Diğer yandan ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel temsilcisi olan Thomas Barrac eliyle Türkiye’nin iç işlerine müdahale edilmektedir. Barrack Türkiye parasını ödediği F-35 uçakkarını alabilmesi için, Rusyadan almış olduğu S-400 Hava Savunma Sisteminden kurtulmalı demektedir. Basına yansıyan haberlere göre, Türkiye söz konusu Savunma Sistemini Rusya’ya geri vermeyi istemektedir. Başka bir ülkeye vermeye kalksa bile Rusya’nın izni gerekmektedir.
Bir silah sistemini parasını verip almak kolaydır ama geri iade etmek çok zordur. Rusya, kusura bakmayın “satılan mal geri alınmaz” diyebilir. Türkiye’nin Rusya’ya birikmiş doğalgaz borcu bulunmaktadır. Aslında mahsuplaşmanın bu borç üzerinden yapılması Türkiye’nin işine gelir ama, Rusya kabul edermi bilinmez. Kaldıki Türkiye-Rusya ilişkileri eskiden olduğu kadar iyi değildir. Türkiye emperyalizmin isteklerine boyun eyeceğine, iç cephede kucaklaşarak milli devlet yapısını korumalıdır. ABD’nin uzun vadede Türkiye’yi kürtler üzerinden parçalamak istediği, Büyükelçi Barrack’ın sözlerinden anlaşılmaktadır. Türkiye bu kıskaçtan ödün vererek değil, milli birlik ekseninde bütünleşerek kurtulabilir. Burada iktidar ve tüm muhalefete büyük sorumluluklar düşmektedir.
NECDET TOPÇUOĞLU
(20, Aralık, 2025-Ankara)