Ana Sayfa Genel, Gündem 30 Haziran 2025 115 Görüntüleme

FATİH YAZAN KALEMİNDEN ”TÜRK VARLIĞINA, YURDUNA, DİLİNE VE İNANCINA SALDIRMAYIN!”

TÜRK VARLIĞINA, YURDUNA, DİLİNE VE İNANCINA SALDIRMAYIN

İngilizler işgal edecekleri bölgelerde önce halkları parçalayıp azınlıkları ve bağlı toplulukları kullanarak ya yönetim kurmuş ya da bölünmeler yaratmıştır. Farslar, azınlık olmalarına rağmen Türk topraklarını işgal etmişlerdir. Afganistan’ın kuzeyi, Pakistan’ın kuzeyi, Irak ve Suriye’nin kuzeyi Türk bölgeleridir. Yıllardır bu alanlarda sistematik temizlik yapılmaktadır.

Karadeniz ve Hazar, tarihsel olarak Türk gölleridir; ancak bugün bu gerçek yok edilmek isteniyor. 1880’lerde Tebriz’in işgali İngiliz desteğiyle Ruslar tarafından gerçekleştirilmiş; şehir 15 gün direnmiş, açlık sonucu teslim olmuştur. Aynı Ruslar Trabzon’a kadar girmiş, İstanbul’a (Yeşilköy) kadar ulaşmışlardır. Yeşilköy’e anıt dikecek zaman bulabilmişler ama 10 km ötedeki başkente girememişlerdir. Çünkü İngilizler çağrılmış ve karşılığında Kıbrıs verilmiştir. Bu andan itibaren Ortadoğu’nun kaybı başlamıştır.

30 Ekim 1918’den itibaren İngilizler, Amerikalılar, Fransızlar ve İtalyanlar işgale başlamıştır. Osmanlı, bir “millet” yani Türk milleti üzerine kurulmayı reddettiği anda çöküşünü hazırlamıştır. Osmanlının beslediği Araplar, Helenler, Bulgarlar ve Acemler sonunu getirmiştir.

İngilizler Osmanlı’daki faaliyetlerine Kahire, Şam, Kudüs ve Bağdat’ta açtıkları 80 okul ile başlamış, Amerikalılar ise Anadolu’da 465 okul açarak azınlıkları bilgi ve ayrıcalıkla donatmıştır. Bu strateji, Türk milletinin zayıflatılması amacıyla yürütülmüştür. Türkler ilk soykırımı 9. yüzyılda Arapların Şam’ı işgalinden itibaren yaşamış, bu süreç Mekke’den Buhara’ya kadar uzanmıştır. 300 yıl boyunca Türkçe ve Türklük ağır darbe almıştır.

Türkler kendi inançları olan “Vahdet-i Vücut” inancından vazgeçmedikçe baskı ve kıyımlara maruz kalmış, ama bu inançla 12. yüzyıldan 16. yüzyıla kadar bilimde büyük üstünlük sağlamışlardır. Bu dönemdeki bilim insanlarının son örneği Mimar Sinan’dır. Yavuz Sultan Selim döneminde getirilen üç bin imamla baskı artmış, Anadolu’da 2.305 azınlık ve 920 yabancı okul açılırken, Türk milletinin okulları kapatılmış, halk dağlarda inancını kuru bir saz ve sözle korumuştur.

  1. yüzyılda Konya, Sivas, Erzurum ve Kırşehir gibi merkezlerde yanan bilim ışığı, 16. yüzyılda söndürülmüş, Batı’nın ışığına geçilmiştir. Türk milleti 1919’dan 1945’e kadar kendini koruyabilmiştir. Ancak TBMM’de Atatürk’ün Türk milleti için kurduğu düzene karşı olanlar çıkmıştır.

TÜRK TARİHİ DEĞİŞTİRİLDİ

Türklere yapılan soykırımlar gizlenmiş, azınlıklar öne çıkarılmıştır. Ermenilerle birlikte gelen Rus birlikleri 519 bin Türk’ü katletmiştir. Buna rağmen tehcir bir “soykırım” gibi gösterilmiş, gerçek kurbanlar unutturulmuştur.

Lozan’da İsmet İnönü’nün Kürtlerin Turan soyundan geldiğini belirtmesi karşısında şaşıran Batılı heyetler, bölme politikalarından vazgeçmemiştir. Kerkük’e sahip çıkılmadığı gün, Diyarbakır da gitmiştir.

TÜRK İNANÇ TARİHİNE SALDIRI

Mevlânâ ile Şems’in gerçek ilişkisini bilmeden yazılan Mesnevî yorumları, Türk inancına yönelik bir tuzaktır. 13. yüzyılda kurulmuş okullara cami muamelesi yapmak da aynı anlayışın eseridir.

Cengiz Han’a ve Türk inancına yapılan düşmanlık bilinçlidir. Cengiz’in kemerinde bulunan Öz Türk damgası Karatay, Divriği, Selçuklu eserlerinde ve Hristiyan Türklerde bile yer almaktadır. Fakat günümüzde ne Yunus Emre, ne Hacı Bektaş Veli, ne de Ömer Hayyam anlaşılmıştır. Ancak Mevlânâ ve Şems’i “sapık” olarak göstermek çok kolay yapılmıştır.

TÜRK DİLİNE DÜŞMANLIK

Batı, dünya dillerini Ural-Altay ve Hint-Avrupa grubu olarak ayırmıştır. Oysa Ural-Altay etkisi Kuzey Avrupa’da bile görülür. Yunan medeniyeti İngilizlerin kurgusudur; gerçek belgeler Sümer ve Mısır’a aittir. Türk kökeni bastırmak için 1970’e kadar bu bilgiler Yunanlılara mal edilmiştir. Hint dil grubunun kökeninin de Uygur Türklerine dayandığı gerçeği bugün bilinmektedir.

EMPERYALİZM

Rusya, Türk yurtlarını işgal edip asimile etmiştir. Çin ve Hindistan’da da Türkler yaşamaktadır. İngilizler haritaları çizmiş, kurdukları devletlerin başına kendi adamlarını getirmiştir. Amerika, Fransa, İtalya ve Hollanda da bu sistemden pay almıştır. Bugün Kıbrıs Türk devleti, Türk devletleri tarafından tanınmamışsa, bu İngiliz ve Amerikan ortak yapımıdır.

Bölgeyi parçalayarak yeni devletçikler kurulmakta, Türkiye’nin savunma sanayisi baltalanmakta, ordu darbelerle zayıflatılmakta, güçsüz halk yönetici seçmektedir.

YAZAR-FATİH YAZAN

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Hazır Site by Uzman Tescil