Ana Sayfa Genel, Gündem 4 Nisan 2025 150 Görüntüleme

AHMET AKBAY YAZDI ”ORTA ASYA TÜRK İM VE TAMGALARI DENİZLİ ÇALKEBİR MEZAR ŞAHİDELERİNDE BULUNUYOR.”

Mezar taşlarının sırrının açığa çıkması halinde bölgenin geçmişi hakkına bilgiler gün yüzüne çıkaçak.

Kültürel mirasın korunması halinde gelecek kuşaklar geçmiş yıllar hakkında bilgiyi muhafaza edebileceklerdir. Mezarlar ahiret yurdu olarak bilinse de Türkler yüz yıllardır öz benliğini ebedi yurduna şahidelere taşımış, bu tamgalarla bilginin kültürümüzün zenginliği, güzelliği bir kez daha gün yüzüne çıkmış oluyor.
Tarihi yüz yıllarca öncesine dayanan mezarlıkta bugüne kadar bir akademik çalışma yapılmış değil. Türklerde tamga boy ve sülaleleri tanımlayan birer soyut kimliktir. Tarihi Denizli/Çalkebir Türkmen anıt mezarlığında bulunan şahideler geçmişin izlerini günümüze taşıyor. Tarihi kayıtlarda 1104-1106 yıllarında Türkmen nüfusun bölgede varlığı biliniyor. Ziyaretimizde tamgalı ahşap mezar şahideleri üzerindeki GÖKTÜRKÇE  im ve yazılı şahidelere sıkça rastlamak mümkün. Biçenek, Kargın, Avşar boyu bir diğer bölgede bulunan Bayat boy tamgası köyün geçmişini yansıtıyor.
İskitlerden bugüne yaşamın varlığı bölgenin diğer semtlerinde Türkmen varlığımızı kalıntılarla bize anlatıyor. Çalkebir Türkmen mezarlığı Selçuklu dönemi öncesi bir tarihe işaret ediyor. Mezarlıktaki Göktürk tamgaları M.S. 7-9 Y.Y.’a kadar bir tarihle anılabilir. Türk coğrafyasının birçok farklı bölgesinde görülen kaz ayağı damgası bir şahidede belirli şekilde görülüyor.
Farklı semboller köyün tarihi zenginliğine de ayrıca bir işaret olmalı. Mezarlıkta bulunan mezar başlığında farklı sembollerde görülüyor. Bazı mezar taşlarında birisinde Göktürk alfabesiyle yazılmış önemli bir mezar şahidesi niteliğinde Türk boy tamgalarının önemli kanıtıdır.
Horasandan gelen Türkler Biçenek ve Bayat boyu Türkmenlerinin bu tamgaları kullanmış diyebiliriz. Tarihi mezarlık 13. y.y lık bir anıt mezar olarak Selçuklu dönemi öncesi bir yerleşim yerinin kanıtı balbal şahidelerde var.
Bölgenin tarihi camisi Selçuklu döneminden kalma minari özellikte cami halen sağlam olarak koruma altındadır. Baklan ovasında bulunan Çalkebir höyüğü tunç çağına aittir.
Göktürk alfabesinin temelini oluşturan bu tamgalardan birkaçı bu mezarlık ziyaret edenlerce görüle bilinir
tarihi mezarlık şahidelerinde görülen semboller Arapçanın  Türk diliyle kurulmuş olmasını bize hatırlatıyor diyebiliriz
Türk kültür ve uygarlığı değerli hazinelerinden birini oluşturan tamgalar Türk boylarının varlıklarını sürdürdüğü yerlerde mezar başlıklarına, kapı oymalarına ve inançlarını yaşadığı camiilerine sembollerini ustalıkla işlemişler. Türk inanç sisteminin bir ürünü olarak kullanılan tamgalar sonradan farklı ve değişik görevler yüklenerek günümüze kadar gelmiştir. Mezar şahidelerini korumalı ve bu şahidelerin önemini gelecek kuşaklara anlatmalıyız. Bunlar birer taş birere ahşap değil bir toplumun kültürünün izlerini ölümsüzleştiren sembollerdir.
Anıtlaşmış Çalkebir Oğuz Türkmen anıt mezarlığı insan eliyle işlenen taş ve ahşap şahidelerdeki tamgaları ile geçmişten günümüze tarihimize ışık tutan sembolleri  barındırmaktadır.
Harezmi’nin sayıların açıları sembolüde şahidede görülmektedir. Aynı sembol Türkmen kilimlerinde saç bağı deseni olarak bilinir.
HAREZMİ’nin sayıların açıları sembolü Türkmen kilimlerinde de motif olarak kullanılmıştır.
Mezar şahidesi üzerinde bulunan üç çizgi aynı zamanda hava, su, toprak elementini de simgelemektedir.
Tarihi mezarlıkta sağlam kalan toprak üstünde boyu 2,5 metreyi bulan balbal taşı üzerindeki üçgen geometrik şekli Göktürkçe üç element sembolünü ifade eder.

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Hazır Site by Uzman Tescil