Şeker deyince aklınıza sadece çayınızı tatlandıran toz şeker gelmesin. Türkiye’de şeker üç ayrı kategoriye ayrılır: A, B ve C şekeri. Raflarda gördüğünüz, evinizde kullandığınız, yani sizin bildiğiniz şeker A şekeri kapsamındadır. Yani günlük hayatta kullandığımız şeker A şekeridir.
Bu önemli detayı neden veriyorum?
Çünkü biz bu A kapsamındaki şekeri, yıllardır kendi üretimimizle karşılıyoruz. Dışa bağımlı değiliz. Sadece 2022 yılında, 400 bin ton A şekeri ithal edildi.
Neden mi?
Türkiye üretemediği için mi?
Hayır!
Rant lobisinin baskısıyla…
2022 yılı şeker sektörü için kara bir yıldı!
O dönemin Tarım Bakanı’ndan tutun da Türkşeker yöneticilerine, pancar kooperatiflerine kadar herkesin ciddi bir şekilde sorgulanması gerekiyor. Çünkü o yıl Türkiye’nin başına büyük bir çuval geçirildi. Ama konumuz bu değil, oraya şimdi girmeyeceğim…
Biz asıl meselemize dönelim.
İkinci kategori, yani B şekeri ise kriz zamanları için ayrılmış stok şekerdir. Savaş çıkar, afet olur, sistem kilitlenir… Devlet bu gibi olağanüstü dönemlerde kullanmak üzere her yıl A kotasının yüzde 5’i kadar şekeri stoklamak zorundadır. Bu miktar da Resmî Gazete’de her yıl yayınlanır.
Gelelim en kritik kategoriye: C şekeri.
C şekeri; A kotasının üzerinde üretilen yani ihtiyaç fazlası şeker anlamına gelir. Yani A ve B şekerinde olduğu gibi C şekerinin üretimiyle ilgili bir zorunluluk yoktur.
Bu şekerin iç piyasada satılması yasaktır. Tamamen ihracata yönelik ürünlerde kullanılır. Fiyatı da A şekerinin neredeyse yarısı kadardır. Yani A şekeri 30 liraysa, C şekeri 15 liradır. Dünya Şeker Borsasındaki fiyatlarla hemen hemen aynıdır.
Şimdi sıkı durun!
Türkiye, önemli bir gıda ihracatçısı ülke olmasına rağmen C şekeri üretimiyle ilgili herhangi bir yasal zorunluluk yok. Yani hiçbir şeker fabrikası, “Sen şu kadar C şekeri üreteceksin” diye zorlanmıyor.
Hal böyle olunca ne oluyor? İhracatçı firmalar, ihraç edecekleri ürünlerde kullanacakları şekeri DİR (Dahilde İşleme Rejimi) kapsamında dışarıdan ithal ediyorlar.
Yani…
Türkiye gibi pancar üretiminde söz sahibi bir ülke, ihraç ettiği ürünlerde kullandığı şekeri yıllardır dışarıdan ithal ediyor. Üstelik dövizle!
Geçtiğimiz hafta Ticaret Bakanlığı bir adım attı ve DİR kapsamındaki şeker ithalatına “dur” dedi. Evet, bu bir ilk. Daha önce hiç böyle bir karar alınmamıştı.
Peki bu karar gerçekten ülke menfaati için mi alındı?
Maalesef işin aslı pek öyle değil…
Bu ithalat yasağı kalıcı bir yasak değil. Tam tersine, iç piyasada oluşan şeker stoklarını eritmek için alınmış geçici bir karar. Şeker fabrikaları, ellerindeki şekerleri istedikleri fiyatlardan satamayınca Ticaret Bakanlığına baskı yaptığı anlaşılıyor. Ticaret Bakanlığı da stoklar eriyene kadar ithalatı şimdilik durdurdu.
Bu konuda yıllardır mücadele eden bir isim var: Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök. Gök diyor ki: “Eğer kamu, kooperatif ve özel şeker fabrikalarına A kotasının yüzde 10’u kadar C şekeri üretme zorunluluğu getirilirse, Türkiye DİR kapsamındaki tüm şeker ihtiyacını içeriden karşılayabilir.”
Matematik ortada.
Türkiye’nin yıllık A şekeri kotası yaklaşık 3 milyon ton. Bunun yüzde 10’u 300 bin ton yapar. Türkiye’nin yıllık DİR kapsamında ithal ettiği şeker miktarı da 200 ile 300 bin ton. Yani biz bu şekeri üretebiliriz! Ama istemiyoruz…
Neden mi?
Çünkü bu durum özel şeker fabrikalarının işine gelmiyor. C şekeri daha az kazandırıyor. Çiftçiden pancar alırken zaten daha ucuza alıyorlar ama bu bile yeterli gelmiyor. Neden? Çünkü etkin bir denetim olmadığı için C şekerinde de bir çok oyun oynanıyor! Neden üretim sorumluluğu altına girip kendilerini bağlasınlar!
Peki devlet nerede?
Devlet, bu düzeni değiştirmek yerine seyrediyor. Çünkü bu özel firmaların lobisi oldukça güçlü. Ne hikmetse ülke menfatine böylesine önemli bir konu hiç bir şekilde gündeme gelmiyor/getirilmiyor.
Burada yanlış anlaşılmasın.
Kimse “şeker fabrikaları A şekerini ihracatçılara ucuza satsın” demiyor. Zaten C şekeri üretiminde pancar daha ucuza alınıyor. Fabrikalar zarar etmiyor. Ama işlerine gelmiyor.
Son söz…
Türkiye, ihraç edeceği ürünlerde kullanılacak şekeri üretebilir. Ama üretmiyor. Çünkü sistem, ülke menfaatine göre değil; firmaların menfaatine göre işliyor. Ülke menfaatini düşünüyorsak kamu, kooperatif ve özel şeker fabrikalarına C şeker üretme zorunluluğu getirerek, Türkiye’yi şeker ithalatından tamamen kurtarabiliriz.
Tarımdan Haber-Sadettin İnan