Sela okuyup para kazanmak bizim imamların bazılarına has bir özellik. Kimisi bundan hediye diye bahsetse de işin aslı para kazanda nasıl kazanırsan kazan düşüncesidir. Bu uygulama insani ve ahlaki boyutunu düşünmeden yapılan büyük bir yanlıştır.
Otuz yıl geçti üzerinden bir tanıdığım rahmetli oldu cenaze evinde toplandık. Mahallede sela verdirdik bir de çarşı Merkez camii de sela verilse iyi olacak diye söz ettik. Orada bulunanlar bir görev dağılımı ile yapılacakları belirliyordu. Bende o zaman gideyim çarsının orada sela verdireyim dedim.
Bayramyeri mevkiinde o dönem tarihi nitelikteki Selçuklu mimarisinde ahşap bir cami vardı. Caminin yanı başındaki döviz bürosunda cami imamını bir kaç kez görmüştüm. Hemşerimiz olan büroya girdim tanışık olduğumuz için buyur hoş geldiniz deyip hayırdır dediler. Hayır bir yakınımız rahmetli oldu hocaya baktım camide yok buradadır dediler, hocaya bakmıştım sela okunacaktı dedim. Otur hele beş on dakikaya gelir dediler. Bir çay ikram ettiler, çay içerken imam geldi hoca hemşerimiz rahmetli olmuş ona bir sela okuyuver diye gelmiş dedi şevket abi.
Hoca bana dönerek kim öldü dedi. Bende yakınım diye söyledim. Ardından hocanın para isteyeceğini tahmin ettiğim için hocanın sorabileceği soruları düşünmeye başladım.
Hocam sela okuma ücreti ne kadarsa vereyim gideyim dedim. Hoca ölen zengin mi, fakir mi diye sordu. Bende önceden hali vakti yerindeydi şimdilerde malı mülkü kalmadı dedim. Ardından tekrar sordum, hoca ücret ne kadar güzel bir sela okur musun? Soruma karşılık hoca sonunda fiyatını söyledi. Hoca, madem öyle sen güzel bir sela okumamı istiyorsan beş bin liraya tek sela, on bin verirsen iki defa sela okurum dedi. Döviz bürosunda bulunanlar kulaklarıyla duymuş oldular. Beş bin yerine on bin lira ver daha güzel okuyayım hem de iki defa okuyayım deyince çıkardım on bin tl verdim. Hoca benim güzel bir sela okuyuver dememi alacağı parayı artırmak olarak anlamış fakat ben Hüseyin makamında okumasını ima etmiştim. Belli ki fikri ne ise zikri de odur sözü insanın kafasının içindeki düşünce ne ise konuşmasında da onu dile getirirmiş. Hocaya on bin lirayı verdim çıktım. Kapı önünden geçen minibüse binip mahalleye döndüm. İlk defa ölünün ardından selayı okumak için para alan hocayı tanımış oldum. Sanırım sela okunmuştur.
Selalardan para kazanma olur mu? Oluyor demek ki. Bizim ülkede belki her hoca para istemiyordur. Fakat biz bu olayla kimin parayla nasıl sela okuduğunu öğrenmiş olduk.
Diyanet imamlara memur gibi maaş öderken yan gelirleri de olsun tabi. Bu tür gelirler ahlaki değerlerimize uygun mu? Bu sorunun cevabıda milletimizin vicdanında saklı. Dinden gelir elde etmeleri toplum ahlaki değerleri açısından hoş bir davranış olmasa gerek. Sela, mevlit okuyup para alanlara ne söylesek az. Günümüzde hoca maaşları gerçekten iyi. Pazar günleri bile tatilleri var. Tatilleri olsun bunlara da bir söz etmeyiz fakat bizlere gerçek islamı anlatsınlar. Birde camilerimizin bakımına dikkat etsinler.
Bu sene ölen kalanda yok.
Mahallede inşaat yapacak Ekrem arkadaşımız şirkete geldi. Bizim arsanın kazı hafriyatı yapılacak bakabilir miyiz dedi. Hadi gidelim yere bakalım uygunsa yaparız bir arsayı görelim deyip arsa başına vardık. Baktık baya toprak çok, tepe az buz değil. Yarın başlarız diyerek makina parkını inşaat alanına taşımaya karar verdik.
Sabah erken saatlerinde çalışmaya başladık. Git gel on km’lik alanda seferler hızlıca devam etti. Toprak pamuk gibi kazıldıkça çoğaldı, iş süresinde bitmeyecek gibi görünüyordu. O zamanlar köyün içinden bir adam hafriyat kamyonunun önüne dur dercesine bir el işareti yaptı bizde aracı durdurduk. Şöför tarafına yaklaşan adam bu toprağı nereye döküyorsun dedi. Sol taraftaki yamacı göstererek şu ilerideki ev benim oraya beş on araba toprak döker misiniz diye ekledi. Bu aracın çalışma şeklinin oraya toprak dökmeye uygun olmayacağını, yolun hızlı sefer yapmaya engel oluşturduğunu söyleyip dökemeyeceğimizi anlattık. Ardından adam bir kamyon toprak kaç para dedi. Bizde üç bin lira sefer başı döküm yerine taşınan toprak deyince, yahu ben köyün hocasıyım benden para alınır mı gibi bir cümle kurdu. Bizde araç orada bir zorlukla karşılaşacak seferden kalacak bunun makul olmadığını anlatmaya çalıştık. Fiyatın makul olduğunu beş kamyon toprak on beş bin eder neresi çok be hoca dedik. Halbuki toprak döküm yerine ulaşan her bir kamyonun sefer bedeli üç bin lirayı hoca toprak satın alma gibi algılamış Hoca buna cevap olarak, bu sene ölen kalanda yok mevlit okutan yok para ondan çok geldi dedi. Meğerse hocamız ölenden de kalanında sırtında geçinmeyi düşünüyormuş hizmet satıyor birde tarifesi varmış. Bu olay sayesinde bir kez daha bazı hocaların ücretsiz yapması gereken hizmetten usulsüz para aldığını anlamış olduk .Ne diyelim ALLAH yolunu şaşırtmasın
AHMET AKBAY